Beşiktaş Kongre Üyesi Prof. Dr. Mehmet Burçin Pişkin, Siyah-Beyazlı camiaya dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sezen Aksu’nun meşhur sözüdür: “Hayaller ve gerçekler ayrı ayrı yaşar.”
Dün gece oynanan Beşiktaş–Lozan maçını izledikten sonra bu sözün ağırlığı, Beşiktaş camiası için bir kez daha yakıcı biçimde kendini hissettirdi. Hatta dün geceye en çok yakışan şarkının Zeki Müren'den “Kahır Mektubu” olduğunu söylemek bile abartı sayılmaz. Çünkü ne yazık ki bizler, Beşiktaş için hayal ettiğimiz yapının tam tersini yaşar olduk.
Bizim aday olduğumuz süreçte ortaya koyduğumuz vizyon; uluslararası arenada rekabet edebilen, sürdürülebilir başarıyı hedefleyen ve bu başarının temelini doğru yönetim sistemine oturtmuş bir Beşiktaş yaratmaktı. Eğer Avrupa kupalarında sürdürülebilir bir başarı elde edebilseydik, Beşiktaş için çok önemli bir eşiği aşmış olacaktık. Bu sadece sportif bir kazanım olmayacaktı; marka değeri, uluslararası tanınırlık, reyting ve sponsorluk gelirleriyle birlikte Beşiktaş’ın "elit kulüpler" kategorisine yükselmesini sağlayacaktı.
Ancak ne yazık ki geldiğimiz noktada bir kez daha “hayaller hayatlar” farkını yaşıyoruz. Üstelik bu fark sadece sportif sonuçlarla açıklanamaz.
Avrupa Hedef Değil, Amaç Olmalı
Beşiktaş’ın vizyonu yalnızca Süper Lig şampiyonluğu olmamalı. Türkiye Ligi, Şampiyonlar Ligi'ne ulaşmanın bir aracı olarak görülmeli. Evet, taraftar refleksiyle bakıldığında şampiyonluk elbette önemlidir, ama Türk futbolunun dar ve kısır ekosistemini aşmanın tek yolu, Avrupa kupalarında sürekli katılım ve başarıdan geçer.
Sayın Başkan Serdal Adalı’nın seçim sürecinde attığı “Beşiktaş’ın kaybedecek bir saniyesi bile yok” tweeti hâlâ duruyor. Başkan seçileli tam 9 ay oldu. Sayısız defa başkan adayı olmuş, birçok yönetimde görev almış, camiayı, kulübün iç dinamiklerini ve zorluklarını bilen bir isim. Ancak kabul etmek gerekir ki bu 9 aylık süreçte kadro planlaması ve sportif strateji açısından büyük bir başarısızlık yaşanmıştır.

Sayın Başkan’ın eline büyük bir enkaz bırakıldığı doğrudur. Fakat maalesef Süleyman Seba’dan bu yana gelen neredeyse her yönetim, bir sonrakine sadece “enkaz” devretmiştir. Sayın Adalı da bu enkazı kaldırmaya çalışmaktadır; fakat bu yetersiz kalmaktadır.
Beşiktaş, daha sezon başında UEFA Avrupa Ligi’nden ve Konferans Ligi’nden elendi. Bu başarısızlığın özrü ya da açıklaması yoktur. Başkanın, “önceliğimiz lig şampiyonluğu” açıklaması ise bu başarısızlığı normalleştirmekten başka bir işe yaramaz. Eğer Avrupa planınız yoksa, o zaman dün gece hocayı neden apar topar gönderdiniz? Bu sorulara verilecek tutarlı bir yanıt ne yazık ki ortada yok.
Plansızlık, Başarısızlığın En Temel Sebebi
Dün akşamki maça dair konuşacak çok şey varmış gibi görünse de aslında hiçbir şey yok. Çünkü konuşulacak bir sistem, kurgu, kadro planlaması ya da teknik strateji yok. Elimize kadro vermeden başarı beklediğimiz hocayı göndererek bir kez daha günü kurtarmaya çalıştık. Plansızlık ve sistemsizlikle devam ettiğimiz sürece bu tarz yazıları yazmaya mecbur kalacağım.

Ben futbol, sistem, transfer yazıları yazmak istiyorum. Ama bunun için ortada bir yapı, bir plan, bir amaç olmalı. Bunun için de hibrit bir kadro mühendisliği, hoca-yönetim-taraftar üçgeninde kurumsal uyum gerekiyor. Ancak bugün Beşiktaş’ta böyle bir yapı yok. Daha da kötüsü, olması yönünde bir çaba da görünmüyor.
Unutmayalım: Beşiktaş İnşaat A.Ş. değildir.
Beşiktaş, Türkiye’nin en köklü, en büyük spor kulübüdür. Amiral gemisi olan futbolda da sistemli, liyakatli, sürdürülebilir başarıyı önceleyen bir anlayışla yönetilmek zorundadır.
Beşiktaş’ta Tekrar Eden Bir Kısır Döngü: Aynı Yüzler, Aynı Sonuçlar
Beşiktaş’ın gerçek gücü, insan kaynağıdır. Profesyonel hayatımda karşılaştığım, Beşiktaş kongre üyesi olan sayısız değerli, liyakatli ve vizyoner insan var. Ancak bu insanlar Beşiktaş siyasetine ya uzak duruyor ya da uzak durmak zorunda bırakılıyorlar. Neden? Çünkü Beşiktaş siyaseti 25 yıldır 50 kişilik bir erk tarafından kontrol ediliyor.
Armanın arkasına saklanarak her şeyi yapabileceğini düşünen bu yapı, sosyal medya zorbalığıyla fikir, proje, plan ve eleştiri üreten sessiz çoğunluğu susturuyor. Yönetim değiştiğinde de “Kral öldü, yaşasın yeni kral” refleksiyle aynı sistemin devamını sağlıyorlar.
Bir Başka Beşiktaş Mümkün
Sevgili yol arkadaşım Ercüment Meriç Öztürk ile birlikte Beşiktaş Sensin hareketini başlattığımızda, hayalimiz sadece seçim kazanmak değil, bu vizyonu kurumsallaştırmaktı. Kazanamadık, ama inancımızı kaybetmedik.
Bugün hâlâ o hayalin peşindeyiz. Akademisyen Beşiktaşlılarla birlikte gerçekleştirmeyi planladığımız Büyük Beşiktaş Çalıştayı, camiamız için önemli bir fırsattır. Bu çalıştayla Beşiktaş’ın finansal, yönetsel, hukuki ve sportif tüm sorunlarını masaya yatırmak, çözüm önerileri üretmek ve bir yol haritası çıkarmak istiyoruz. Çünkü bu camianın insan kaynağı da, potansiyeli de, çözüm üretme kapasitesi de mevcuttur.
Saygıdeğer isimlerden örnek vermek gerekirse:
Prof. Dr. Bekir Kocazeybek: Kulübün fiziksel altyapısı ve genel yönetsel sorunları üzerine ciddi emek veriyor.
Prof. Dr. Tahsin Yeşildere: Beşiktaş’ın kurumsal geleceği ve süreç etkileşimleri için çalışmalar yürütüyor.
Ercüment Meriç Öztürk: Yapay zeka destekli yeni nesil yönetim modeli, APP projesi ve sayısız dijital dönüşüm fikrinin ilk mimarlarından.
Serkan Yazıcıoğlu, Mete Vardar, Emre Kocadağ gibi isimler hem genç, hem tecrübeli hem de Beşiktaş’a zaman kazandıracak yönetsel birikime sahip kişiler.
Artık yeni nesil akademisyenler, iş insanları, bürokratlar ve teknokratlar Beşiktaş’ın geleceğinde rol almalıdır. Gelenekten geleceğe uzanan bu yolda, liyakatli ve planlı bir yönetim anlayışı kurulmalıdır.
Sonuç Olarak…
Beşiktaş’ın bugünkü hali bir sonuçtur: Plansızlık, liyakatsizlik ve günü kurtarma alışkanlığının doğrudan sonucudur. Bu suyun akışını artık değiştirmek zorundayız.
Ben Beşiktaş için asla umutsuz değilim. Çünkü Beşiktaş varsa umut vardır.
Ancak umut tek başına yetmez. Son 5 yıldır içinde debelendiğimiz sürdürülebilir başarısızlık bataklığından çıkmanın zamanı gelmiştir.
Beşiktaş’ın sürdürülebilir başarısı için artık ölçülebilir, izlenebilir, denetlenebilir bir yönetim sistemine ihtiyacı vardır. Başka bir Beşiktaş mümkündür.
Bu değişimi de bizler başlatacağız.
Saygılarımla,
Beşiktaş Kongre Üyesi Prof. Dr. Mehmet Burçin Pişkin
Eagle Media Haber Merkezi