Beşiktaş’a Trabzon deplasmanı her zaman zor olmuştur. Bu akşam da öyle oldu; kolay geçmedi diyebiliriz.
Maç öncesine baktığımızda Trabzonspor’un son haftalarda yükselen form grafiği öne çıkıyordu. Beşiktaş’a baktığımızda ise bir var bir yoktu. Yani kâğıt üzerinde Trabzonspor favori gözüküyordu.
Maçı özetleyecek olursak iki ayrı bölümden söz edebiliriz: Maçın 1. dakikasından 38. dakikasına kadar olan bölüm ve sonrası.
Trabzonspor maça istekli, yüksek tempolu, önde baskılı ve arzulu bir şekilde başladı. Ön alan presiyle Beşiktaş’ın geriden oyun kurmasını bozmayı planlamışlardı ve bu planı da başarıyla uyguladılar. İlk dakikalarda kazanılan ikinci toplar, rakip yarı sahada yapılan karşılamalar ve özellikle merkezde kurulan baskı, Beşiktaş’ın erken gol yiyebileceği görüntüsünü oluşturdu.
Ancak şunu belirtmekte fayda var: Beşiktaş bir geçiş takımıdır; yani kontratak takımı olduğunu unutmamak gerekir. Beşiktaş, geniş alan bulduğunda özellikle savunma arkasına atılan ilk pasla çok hızlı ve çok tehlikeli olabiliyor. Trabzonspor’un savunma çizgisini öne çıkarması ve beklerin aynı anda hücuma katılması, Beşiktaş’ın adeta ekmeğine yağ sürdü.
Trabzonspor’un savunma çizgisini önde tutmasından faydalanan Beşiktaş, bu hamleyle maçta bir anda 0-2’yi buldu. Trabzon cephesi adeta “ne oluyor?” derken, Beşiktaş yine bir bireysel hata sonucunda, auta çıkması gereken topu rakibinin önüne indirip asist yapınca skor 1-2 oldu. Trabzonspor bulduğu golle maça tutunmaya çalışsa da skorun 1-3’e gelmesi, psikolojik üstünlüğün tamamen Beşiktaş’a geçtiğini gösterdi. O dakikalardan itibaren Trabzonspor’un maçı çevirme ihtimali hayli düşüktü.
Ne zamana kadar?
Ta ki VAR’ın olaya müdahil olmasına kadar. El Bilal’in yapmış olduğu hareket bana göre sarı kart olmalıydı. VAR’ın müdahalesiyle kırmızı kart çıkması oyunun bütün dengesini altüst etti. Sahada sayısal üstünlüğünü kaybeden Beşiktaş’ta Sergen Hoca 4-4-1 işareti yaparak dizilişi bu şekilde belirledi ve geri çekilip skoru koruma refleksine geçtiğini gösterdi.
Bu dakikadan sonra Trabzonspor oyun üstünlüğünü ve topa sahip olma oranını tamamen eline geçirdi. Beşiktaş’ın savunma yapısı bozulmasa da ceza sahasına yapılan sürekli ortalar, artan koşular ve baskı beraberlik golü “geliyorum” hissini uyandırdı. Kaçınılmaz son gerçekleşti ve skor eşitlendi.
Sonuç olarak bu maç bize şunu gösterdi: Trabzonspor’un yüksek presli oyunu etkiliydi ancak savunmadaki geçişleri bir o kadar zayıftı. Beşiktaş ise geçiş oyununda ne kadar tehlikeli olabildiğini bir kez daha gösterdi.
Şunu da belirtmeden geçmeyeceğim: VAR kararı maçın taktiksel ve psikolojik akışını tamamen değiştirdi. Futbol bazen sadece oyunla değil, bazen tek bir düdükle de yön değiştirebiliyor.
Bu arada ligin son haftalardaki formda takımı Trabzonspor’u ve hocasını tebrik ederim. Çok istekli ve arzulu bir futbol ortaya koydular. Savunmada büyük hatalar yapsalar da genel anlamda mükemmele yakın bir performans sergilediler.
Beşiktaş ise Fenerbahçe maçında olduğu gibi Trabzonspor karşısında da iki farklı öne geçmesine rağmen skoru koruyamadı ve 3 puan alacağı bir maçtan eksik puanla evine döndü. Beşiktaş bu sezon puan dağıtma konusunda o kadar savurgan ki, biraz daha cimri olup puanları elinde tutabilseydi şu an ligin lideri konumunda olabilirdi.
Ali Engin