Beşiktaş’ta saha içindeki istikrarsızlık kadar, saha dışındaki iletişim eksikliği de kulübün en büyük problemleri arasında yer almaya başladı. Başkan Serdal Adalı, teknik heyet ve yönetim kurulu cephesinden kamuoyuna net mesajlar verilmemesi nedeniyle eleştirilerin hedefinde. Özellikle kriz anlarında camianın sesini duyuracak bir basın sözcüsünün eksikliği, kulübün dış dünyaya karşı savunmasız kalmasına neden oluyor.
Rakip kulüplerin iletişim stratejileri Beşiktaş’ın suskunluğunu daha da görünür kılıyor. Fenerbahçe’de Ali Koç, uzun süre medya karşısında tek başına yükü omuzladı. Son dönemde ise Acun Ilıcalı, medya tecrübesiyle hem kulübü savunuyor hem de Ali Koç’un üzerindeki kamuoyu baskısını hafifletiyor. Teknik direktör Jose Mourinho da her açıklamasıyla manşetleri süslüyor.
Galatasaray cephesinde ise teknik direktör Okan Buruk, Fatih Terim geleneğini sürdürerek sadece saha içinde değil, basın toplantılarında da kulüp adına güçlü bir duruş sergiliyor.
Beşiktaş’ta ise durum oldukça farklı. Başkan Serdal Adalı'nın bireysel çabası takdir edilse de, kulüp içi ve dışı iletişimde yalnız kalması, alınan kararların savunulmasında gecikmelere ve yanlış anlaşılmalara sebep oluyor. Taraftarla yönetim arasındaki duygusal bağ giderek zayıflarken, eleştiriler doğrudan Adalı’ya yöneliyor ve bu durum onu hızla yıpratıyor.
Önceki başkan Hasan Arat döneminde de, iletişim kopukluğu en çok eleştirilen konulardan biri olmuştu. Bugün ise benzer sorunların, daha da derinleşerek devam ettiği görülüyor.