Fırat Fidan : Tüzük, prosedür, madde bilmem kaç…Hepsi bir kenara.O salonda yaşananlar Beşiktaş’ın ruhuna, ahlakına, vakarına ihanet etti.Dünden beri içim yanıyor.Sahada alınan bir yenilgi değil bu. Bu, kalpte alınan bir yara.Bir yanda “büyüklerimiz” dediklerimiz,Diğer yanda Beşiktaş’ın geleceği için söz almış kişiler…Bir yanda paranın, makamın, egonun gölgesinde kaybolmuşlar,Diğer yanda sadece Beşiktaş’ı sevenler.Kimi çıkıp hesap sordu, Kimi çıkıp hesap yaptı.Ama kimse Beşiktaş için sustu, Beşiktaş için dinledi, Beşiktaş için saygı gösterdi diyemem. Ellerinde güç olanların yüreğinde hiç Beşiktaş yok.Bir divan, bir camianın aynasıdır.Ama biz dün gece aynaya baktık ve kendimizi tanıyamadık.O salonun duvarları, yılların Beşiktaş terbiyesini taşıyamadı.Sanki orası Beşiktaş Divanı değil de, çıkarlar divanıydı.Sanki orada Beşiktaş yoktu, sadece “ben” vardı.Oysa Beşiktaşlılık neydi?Asaletti. Duruştu. Saygıydı. Büyüklerin küçüklere örnek oluşuydu.Ama dün, koskoca Beşiktaş küçüldü.Beşiktaş bir duruştur diyorduk ya…O duruş, dün gece ayakta değildi.Ben Beşiktaşlıyım. Her yenilgiyi hazmettim.Ama dün geceye, o seslere, o kavgalara, o seviyesizliğe hazmedemem.Ve ben artık susmaktan yoruldum.Çünkü sustukça, Beşiktaş biraz daha bizden uzaklaşıyor.Ve ilk kez…İlk kez Beşiktaş adına utanmanın ne demek olduğunu yaşadım.
Eagle Media