“En yükseğe uçan martı, en uzağı görür.” — Richard Bach, Martı
MARTININ GÖLGESİNDE BİR GERÇEK: BEŞİKTAŞ’A UZAKTAN BAKABİLME CESARETİ
Bugünkü Beşiktaş – Samsunspor maçının ilk yarısında sahaya konup uzun süre oyunun akışına eşlik eden martı, benim için sadece bir tesadüf değildi. O martı, adeta Richard Bach’ın ünlü metaforunu hatırlatan bir sembole dönüştü: “En yükseğe uçan, en uzağı görür.”
Saha içinde kaybolan oyun organizasyonunun, yönetimsel belirsizliklerin ve stratejik dağınıklığın ortasında o martı; Beşiktaş’ın bugün en çok ihtiyaç duyduğu şeyi temsil ediyordu: Yükselip uzak perspektiften bakabilmek. Günlük kaosun değil, uzun vadeli vizyonun rehber olduğu bir bakış... Tam da kulübün son yıllarda kaybettiği şey.
Bu nedenle bu yazı, yalnızca bir maçın teknik değil, Beşiktaş’ın geleceğine dair büyük fotoğrafın akademik, entelektüel ve stratejik bir analizidir.
BEŞİKTAŞ’IN STRATEJİK YENİDEN KONUMLANMASI: GELENEKTEN GELECEĞE ANALİTİK, ENTELLEKTÜEL VE POLİTİK BİR YAKLAŞIM
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün tarihsel kimliği, kuruluş felsefesi gereği sporun özüne, rekabete, sportmenliğe ve ulusal–uluslararası arenada başarı hedeflerine dayanır. Buna karşın, son yıllarda kulübün kamuoyunda futbol dışı, spor dışı ve özellikle inşaat merkezli söylemlerle anılması, Beşiktaş’ın geleneksel misyonuyla çelişmekte ve stratejik odağını kabul edilemez biçimde bulanıklaştırmaktadır.
Oysa Beşiktaş bir inşaat şirketi değildir. Kulübün elinde bulunan Beşiktaş İnşaat A.Ş. dahi etkin kullanılmazken genel kurulların ana ekseninin “inşaat yetkisi, inşaat projeleri, inşaat büyütme” üzerinden dönmesi, ciddi bir yönetsel sapmadır. Mali anlamda sıkışmış Dikilitaş projesi, kaynakların Abraham ve Orkun transferleriyle büyük ölçüde tüketilmiş olmasıyla birlikte düşünüldüğünde, inşaat merkezli vizyonun rasyonel bir temelinin olmadığı açıkça görülmektedir.
Beşiktaş’ın ihtiyacı, kurumsal, sportif, hukuksal ve finansal alanları birbirine entegre eden modern bir yönetim sistemidir. Bu sistem; rekabetçilik, sürdürülebilirlik, şeffaflık, Avrupa’ya entegrasyon ve marka değerinin güçlendirilmesi ilkeleri üzerine kurulmalıdır.
Uluslararası deneyime sahip profesyonellerle:
• Güçlü bir kadro mühendisliği,
• Bağımsız ve yetkin bir sportif direktörlük,
• Gelişmiş bir skauting yapılanması,
• Çağdaş futbolun gerektirdiği hibrit yönetim modeli
Oluşturulmadıkça Beşiktaş’ın ileriye gitmesi mümkün değildir. Ekibimizle daha önce ortaya koyduğumuz yüzlerce proje ve gelir artırıcı model, Beşiktaş’ın gelenekselci yönetim anlayışını aşarak modern bir yapıya kavuşabileceğini defalarca göstermiştir. Beşiktaş’ın gücü, geleneğe sadık kalarak geleceği inşa edebilmesindedir.
TEKNİK ANALİZ: NEDEN BU NOKTADAYIZ? SİSTEM SORUNLARI VE KADRO MÜHENDİSLİĞİ EKSİKLİKLERİ
Beşiktaş – Samsunspor maçındaki kötü performans yalnızca bir maçlık çöküş değildir; uzun süredir göz göre göre gelen yapısal çöküşün semptomudur.
Teknik direktör Sergen Yalçın, mevcut tablonun en az sorumlusu olan kişidir. Çünkü elindeki kadro kendi kurduğu bir takım değildir; yönetimin sunduğu parçaları bir araya getirerek bir sistem oluşturmaya çalışmaktadır. Teknik direktör için en zor şey, istemediği oyuncu grubuyla sürdürülebilir oyun kurmaktır.
Buna ek olarak, yönetimin çözemediği Rafa Silva sorunu, kulübün sahip olduğu dünya sınıfı iki oyuncusunu—Rafa ve Orkun’u—etkin kullanamamasına neden olmaktadır. Bu oyuncular doğru kurguda takımın omurgası olabilecekken, plansız bir kadro mühendisliği içinde işlevsizleşmektedir.
Uluslararası futbol çevreleriyle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde de teyit edildiği üzere:
İyi takım çok para harcanarak değil; doğru sistemle kurulur.”
Ancak Beşiktaş, son dakika panik transferleri, menajer dayatmaları ve sistemden bağımsız oyuncu yığmaları gibi yöntemlerle kendi rekabet gücünü zayıflatmıştır.
Sonuç: Lig 7.liği. Bu, Beşiktaş’ın tarihine, iddiasına ve potansiyeline ters bir tablodur.
ÇÖZÜM: KAYIP SEZONU GELECEĞİN TEMELİNE DÖNÜŞTÜRMEK
Bu sezon artık kaçınılmaz şekilde “kayıp sezon” niteliğindedir. Ancak bu, doğru yönetilirse Beşiktaş’ın yeniden yapılanması için stratejik fırsata dönüşebilir.
• Devre arası transfer yapılmamalı,
• Bütçe gelecek sezona saklanmalı,
• Şimdiden 2026–2027 sezonunun kadro planlaması başlamalıdır.
Beşiktaş’ın gerçek çıkış yolu, Avrupa kupalarına dönüş ve Avrupa’da rekabet eden bir marka haline gelmektir. Aksi takdirde son beş yılın hayal kırıklıkları tekrar eder.
SON SÖZ: VİZYONUN SORUMLULUĞU
Beşiktaş’ın bu dağınıklıktan kurtulması için sadece eleştiri değil, somut vizyon, planlama ve fedakarlık gerekmektedir. Yol arkadaşlarımla birlikte ekip olarak Beşiktaş’ın gelenekselci yönetim anlayışını aşarak modern, şeffaf ve rekabetçi bir yapıya kavuşması için üretmeye ve planlamaya devam edeceğiz.
Bu kritik süreçte Beşiktaş için taşın altına elimizi sokmaya hazırız; gerekirse adayız ve Beşiktaş’ın geleceği için her türlü aksiyonu almaya hazırız. Çünkü en yükseğe uçan martı gibi, Beşiktaş’ın da uzağı görmeye ve gerçek potansiyeline ulaşmaya ihtiyacı vardır.
Prof. Dr. Mehmet Burçin Pişkin
Okunma Süresi: 4 dk
Bireysel Hata mı, Merkez Tercihleri mi?
#Beşiktaş Haber / 24 Kasım 2025
Serdal Adalı Çıkmaz Sokakta!
#Beşiktaş Haber / 24 Kasım 2025
"Aman Transfer Yapmayın" Demişti, Peki Şimdi Ne Olacak?
#Beşiktaş Haber / 24 Kasım 2025
Yorumlar
B
Baylimon
2 saat önce
🦅🦅🦅🦅🦅
CEVAPLA
M
MB_KARAKARTAL🦅
1 saat önce
🦅⚽ aslolan Beşiktaş
CEVAPLA
B
Bjk021903
1 saat önce
🦅🦅🦅
CEVAPLA
m
muratsever1903🖤🤍🏴🏳🏁🦅
1 saat önce
🦅🦅🦅🦅🦅🦅
CEVAPLA
B
BlackEagle07
44 dakika önce
Futbol aklı iyi olduktan sonra, transfer de yapılabilir ama öyle bir akıl yok. paralar doğru kullanılmıyor
CEVAPLA
H
Harun Demir
42 dakika önce
🤍🖤🦅🦅🦅
CEVAPLA
M
Mehmet Emin Çolak
10 dakika önce
🦅🤍🖤
CEVAPLA