Organize Saldırılara Sert Tepki
Beşiktaş camiasının sevilen isimlerinden tiyatro ve sinema oyuncusu Zafer Algöz, Teknik Direktör Sergen Yalçın ve siyah-beyazlı yönetime yönelik eleştirilere karşı sessizliğini bozdu. Algöz, sosyal medya üzerinden yapılan ve organize olduğunu iddia ettiği yıpratma çalışmalarına karşı çok sert ifadeler kullandı. Eleştirilerin odağındaki kişileri hedef alan ünlü isim, bu grupların amacını sorguladı.

Mali Disiplin ve Sergen Yalçın Vurgusu
Kulübün ekonomik durumuna dikkat çeken Algöz, Beşiktaş'ın boşa harcayacak tek kuruşu olmadığının altını çizdi. Sergen Yalçın’ın karakterine değinen ünlü oyuncu, tecrübeli teknik adamın kendi şahsi harcamalarında cömert davranmasına rağmen, söz konusu kulübün kasası olduğunda son derece tutumlu ve dikkatli hareket ettiğini belirtti. Yalçın'ın bu tavrını takdirle karşıladığını ifade eden Algöz, hocaya saldıranları eleştirdi.
“Madrabazların Adamı Mısınız?”
Zafer Algöz, eleştiri sahiplerine yönelik şüphelerini de dile getirdi. Kulüp kapısında bekleyip vasat seviyedeki futbolcuları takıma pazarlamaya çalışan kişilere dikkat çeken Algöz, sosyal medyadaki tepkilerin arkasında bu "madrabazların" olup olmadığını sordu. Kulüp içerisine sızamayan odakların, taraftar görünümlü kişiler üzerinden algı yaratmaya çalıştığını ima etti.
İstifa Bekleyenlere Manidar Gönderme
Yönetim ve teknik heyetin henüz bir yılını bile doldurmadığını hatırlatan Algöz, ani istifa çağrılarını tiye aldı. Serdal Adalı ve Sergen Yalçın'ın görevden ayrılmasını isteyenlere karşı kinayeli bir dil kullanan usta oyuncu, "Dolapta helva da var yer misin?" şeklindeki alıntısıyla bu taleplerin yersizliğine vurgu yaptı.
Gerçek Taraftardan Tam Destek
Açıklamalarının sonunda duruşunu net bir şekilde belli eden Zafer Algöz, kendisini ve benzer düşünenleri "Koyu Beşiktaşlılar" olarak tanımladı. Gerçek taraftarların, mevcut yönetimin ve Teknik Direktör Sergen Yalçın'ın sonuna kadar destekçisi olacağını belirterek sözlerini noktaladı.
Sizce Zafer Algöz, "madrabazlar" çıkışında haklı mı? Sergen Yalçın ve yönetime verilen süre henüz yetersiz mi, yoksa eleştiriler yerinde mi?