Aslan: “Beşiktaş kendi içinde kaybediyor”
Spor yorumcusu Ergin Aslan, katıldığı televizyon programında Beşiktaş’ın hem saha içindeki performansını hem de yönetimsel durumunu değerlendirdi.
Aslan, hem mali genel kurulda yaşanan gelişmelerin hem de derbi yenilgisinin Beşiktaş adına bir “camia mağlubiyeti” olduğunu dile getirdi.
Kulübün hem teknik hem de idari anlamda “soğukkanlılık ve özgüven tazelemesine” ihtiyacı olduğunu vurguladı.
“Beşiktaş kongrelerde kendine yeniliyor”
Hafta sonu yapılan mali genel kurul ve Fenerbahçe derbisini değerlendiren Aslan, kulübün yıllardır kongrelerde kriz yaşadığını söyledi:
“Pazar günü Beşiktaş iki kez yenildi. Biri sahada Fenerbahçe’ye, diğeri kendi kongresinde. Bu bir yönetimin ya da muhalefetin değil, camianın mağlubiyetidir. Beşiktaş kendine yenildi. Kongreler artık maçlardan daha fazla konuşuluyor. Bu durum Beşiktaş’a yakışmıyor.”

“Organizasyon eksikliği camiayı yıpratıyor”
Divan kurulu yönetiminin hazırlık ve organizasyon hatalarına da dikkat çeken Aslan, kongre sürecine yönelik şu eleştirileri yaptı:
“Hiç kimsenin içine sinen bir kongre olmadı. Yıllardır takip ederim, böylesini görmedim. Kimsenin ne yaptığı belli değil, kart sayımı bile karışık. Camia bu tabloyu değiştirecek refleksi göstermiyor.”
“Camia bölünürse sahada başarı gelmez”
Aslan, kulüp içindeki ayrışmanın takıma da yansıdığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Camia beşe bölünmüş durumda. Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor. Bu ortamda sahada başarı gelmez. Huzur yoksa gol de olmaz. Beşiktaş’ın önce kendi içinde barışması gerekiyor. Medya, yönetim, taraftar herkes bu huzursuzluktan pay alıyor.”
“Derbideki tablo özgüven eksikliğinin göstergesi”
Fenerbahçe derbisinde Beşiktaş’ın 2-0 öne geçmesine rağmen üstünlüğü koruyamamasını değerlendiren Aslan, takımın psikolojik olarak kırılgan olduğunu ifade etti:
“Beşiktaş son yıllarda birçok kez öne geçtiği maçlarda skoru koruyamadı. Bu tamamen özgüven problemi. Galatasaray 10 kişi kalıyor ama güvenle oynuyor. Beşiktaş ise öne geçtiği anda panikliyor. Bu psikolojik durum düzelmeden başarı gelmez.”
“Sergen Yalçın daha sakin kalmalı”
Derbi sırasında Sergen Yalçın’ın tribüne gönderilmesini de yorumlayan Aslan, teknik adamın soğukkanlılığını koruması gerektiğini söyledi:
“Hoca olarak herkesin gözü senin üzerinde. Nabız yükseldiğinde, tribüne geçtiğinde takım da dağılır. 25 ile 45 dakika arası Beşiktaş ne yapacağını bilemedi çünkü hoca zihinsel olarak oyundan koptu. Teknik direktör, başkan ve kaptan — bu üç isim her şeyden önce metanetli olmalı. Camianın duygusunu yöneten onlar.”

“Yeni hedef belirlenmeli”
Beşiktaş’ın şampiyonluk yarışında geriye düştüğünü ancak sezonun henüz bitmediğini belirten Aslan, takımın hedeflerini yeniden tanımlaması gerektiğini vurguladı:
“Beşiktaş şampiyonluk yarışına havlu atmış olabilir ama ligi bırakmamalı. Yeni bir hedef koyulmalı. Avrupa kupaları, ilk üç ya da kupa hedefi belirlenmeli. Yoksa camia psikolojik olarak çöker.”
“Sergen Yalçın’a zaman tanınmalı”
Yeni göreve gelen Sergen Yalçın’a güvenilmesi gerektiğini belirten Aslan, transfer dönemi vurgusu yaptı:
“Sergen Hoca’nın bir transfer dönemi geçirmesi şart. Henüz kendi oyununa uygun kadroyu oluşturmadı. Bir hocayı bir transfer dönemi bile geçirmeden eleştirmek haksızlık olur. Ancak mevcut kadrodan da maksimum verim alınmalı.”
“Beşiktaş yönetim anlayışını değiştirmeli”
Kulüp içindeki yapısal sorunlara da değinen Aslan, tüzük değişikliği tartışmalarını çözüm olarak görmediğini belirtti:
“İki yıla indirilecek başkanlık süresi çözüm değil. Süre değil, anlayış değişmeli. Görevdeyken seçim hesabıyla hareket edersen yönetemezsin. Herkes kalıcıymış gibi çalışmalı. Teknik direktör de, başkan da, yönetici de.”
“Beşiktaş yeniden motive olmalı”
Açıklamalarını uyarı niteliğinde bir mesajla sonlandıran Aslan, Beşiktaş camiasına çağrıda bulundu:
“Beşiktaş’ın artık soğukkanlılık ve kararlılığa ihtiyacı var. Tepkiler azaldı, insanlar ilgisini kaybediyor. Bu çok tehlikeli. Hoca da, başkan da, camia da yeniden motive olmalı. Vazgeçmek Beşiktaş’a yakışmaz.”
Sizce Beşiktaş’ın yaşadığı bu kriz nasıl aşılabilir? Sergen Yalçın’a zaman tanınmalı mı? Görüşünü yorumlarda paylaş!