Beşiktaş sosyal medyası ikiye bölündü.
Yönetime ve/veya Sergen Yalçın’a inananlar, yönetime ve/veya Sergen Yalçın’a inanmayanlar…
Beşiktaş büyük bir camia ve milyonlarca taraftarı var. Elbette farklı fikirler olacaktır, olmalıdır.
Fakat asıl sıkıntı şurada başlıyor:
Yönetime ve/veya hocaya inanmayanlar, yönetime veya hocaya inananlar tarafından Beşiktaşlı olmamakla suçlanıyor.
Bunun son örneklerinden biri de benim çok sevdiğim, sevgili Zafer Algöz’e ait.
Aynı Zafer Algöz, hocamız başka bir isimken, içinde bulunduğumuz duruma bu şekilde yaklaşmıyordu. Çünkü kendisinin gönlünde istediği teknik direktör Sergen Yalçın’dı. Şimdi Sergen Hoca başta olduğu için, aynı sonuçları ve aynı oyunları görsek de Zafer Algöz’den farklı bir tepki görüyoruz.
Buradaki konu Zafer Algöz değil; temsil ettiği kitle.
Beşiktaş aynı sonuçları ve aynı oyunları X teknik direktörle yaşarken eleştiriler ve hakaretler diz boyuydu.
Şimdi aynı şeyler Sergen Hoca’yla yaşanırken, eleştiri yapanları ötekileştirmek ve Beşiktaşlı olmamakla suçlamak, en kibar tabirle “adamcılık”tır.
Konunun temeli şu:
“Ben Beşiktaş’ın Sergen Yalçın’la başarılı olmasını istiyorum; buna inanmıyorsanız Beşiktaşlı değilsiniz.”
Konu Beşiktaş değil, Sergen yani bir isim oluyor. Ve bir isim üzerinden insanların Beşiktaşlılığını sorgulamak hiç kimsenin haddine değildir.
Bunu gerçekten üzülerek takip ediyorum.
Koskoca Beşiktaş, yaklaşık 20–25 milyon taraftarı olan bir kulüp.
İsteyen istediği teknik direktöre inanır, isteyen istediği yöneticiye inanır.
İşin acı tarafı; “Gönlümdeki teknik direktör gelsin diye başka teknik direktörleri acımasızca eleştirmek ve itibar suikasti düzenlemektir.”
Bunu maalesef çok acı tecrübelerle öğrendik.
Bugün geldiğimiz noktada insanlar Beşiktaş’ı değil, Beşiktaş’ın kiminle başarılı olacağını tartışıyor.
Oysa Beşiktaş, şahıslar üzerinden değerlendirilemeyecek kadar büyük ve köklü bir camiadır.
Beşiktaş’ın kişiler üzerinden çatışıp birbirinden bu kadar ayrıldığı, ötekileştirildiği bir ortamda birlik, beraberlik ve başarı çok zor gelecektir.
Beşiktaş ligin sonuncusu Karagümrük’ü yendiğinde, o döneme kadar eleştiri yapan herkes aforoz ediliyor.
Beşiktaş haftaya maç kaybettiğinde ise bu sefer Sergen Yalçın’a inananlar aforoz edilecek.
Bu çekişmenin kimseye bir faydası yok.
Şunu öğrenmeliyiz: Farklı fikirler Beşiktaş gibi köklü camialarda olur. Amaç, bu farklı görüşlere sahipken de Beşiktaş’ı desteklemektir.
Kimseye nasihat vermek haddim değil; ancak konuyu Sergen Hoca’ya indirgemek, insanları bunun üzerinden ötekileştirmek ve kavgaya sürüklemek bence Sergen Yalçın’a da zarar veriyor.
Göktürk Kısa